- M Hasip TAYLAN- Havva annemiz (a.s)’in yaratılışı-
يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيراً وَنِسَاءً
“Ey insanlar! O Rabbinizden korkunuz ki, sizi bir nefsten yaratmıştır ve ondan da eşini yaratmıştır. Ve o ikisinden de birçok erkekler ve kadınlar türetmiştir.” (Nisa 1)
Havva annemizin yaratılışı ile alakalı olarak Kur’ân’da açık bir bilgi bulunmamakla birlikte müfessirlerin geneli yukarıya taşıdığımız Nisa Suresinin 1. Ayetinde geçen مِنْ نَفْ ٍ س وَاحِدَةٍ ibaresiyle Âdem’in ve ondan yaratılan eşinin de وَخَلقَ مِنْهَا زَوْجَهَا Havva’nın kastedildiği konusunda hemfikirdirler. Yani; Kur’an’ın tabirinde geçen “nefs-i vahid” (bir nefs) vardır. O nefsi vahid’ten maksadın ne olduğunu rivayetler beyan etmektedir. Tefsirler “nefs-i vahid”’in Âdem (a.s.) olduğunda ittifak etmektedirler. Keza, Kur’an’ın tabirinde geçen “Allah o nefsi vahid’ten eşini yaratmıştır” denilmektedir. Bu eşin de rivayetlere müstenit tefsirlerinde Havva annemiz olduğu hakkında ittifak vardır. Bu yaratmanın keyfiyeti hakkındaki yorumlar ve açıklamalar yine tefsirlerden gelmektedir.
Havva Annemizin yaratıldığı yer mevzuuna gelince: Müfessirlerin Havva annemizin nerede ve neden yaratıldığına dair muhtelif görüşleri vardır. Bunlardan önemli bulduğumuz görüşler şunlardır:
Süddi; İbn-i Abbas, İbn Mes’ud ve bazı sahabeden şunu rivayet etmiştir: Cenab-ı Allah, iblisi cennetten çıkarıp, Hz. Âdem (a.s.)’i cennete yerleştirince, Hz. Âdem (a.s.) orada tek başına kaldı. Onunla beraber yalnızlığını giderecek kimse yoktu. Bu sebeple Cenab-ı Allah (c.c), ona bir uyku verdi. Sonra sol tarafının kaburga kemiklerinden birini alıp yerine et koydu ve o kaburgadan Havva validemizi yarattı. Hz. Âdem (a.s.) uykudan uyanınca başucunda oturan bir kadın buldu ve ona "Sen kimsin?" diye sordu. O, "Bir kadın" cevabını verdi. Hz. Âdem, "Niçin yaratıldın?" dedi. O, "Sen bana ısınasın diye yaratıldım” dedi. Melekler Âdem (a.s)’in bilgisini ölçmek için Âdeme: "Onun ismi ne?" diye sordular. "İsmi Havva" dedi. "Niçin Havva diye isimlendirildi"? Diye sordular. Âdem: "Çünkü o canlı bir varlıktan yaratıldı dedi. (Fahruddin Er-Razi, Taberi, İbn-İ Kesir Tfsr.)
Bu görüşün hemen hemen aynısı Tevrat’ta da mevcuttur. Tevrat Havva annemizin Âdem’in (a.s.) kaburga kemiklerinden birisinden ve cennette yaratıldığını söyler.
Tevrat’ta şöyle geçmektedir:
Ve Rab Allah dedi: “Adamın yalnız olması iyi değildir, kendisine uygun bir yardımcı yapacağım.” Ve Rab Allah her kır hayvanını ve göklerin her kuşunu topraktan yaptı ve onlara ne ad koyacağını görmek için Adama getirdi. Ve Adam her birinin adını ne koydu ise, canlı mahlûkatın adı o oldu. Ve Adam bütün sığırlara ve göklerin kuşlarına ve her kır hayvanına ad koydu. Fakat Adamın kendisine uygun yardımcı bulunmadı. Ve Rab Allah Adamın üzerine derin bir uyku getirdi ve o uyudu ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapadı. Ve Rab Allah Adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı ve onu Adama getirdi. Ve Adam dedi: “Şimdi bu benim kemiklerimden kemik ve etimden ettir; buna kadın denilecek, çünkü o Adamdan alındı. Ve adam karısının adını “Havvâ” koydu. Çünkü bütün yaşayanların anası oldu. (Tekvîn 2/18–23, Tekvîn 3/20.)
Başka bir görüşte, aşağıdaki ayete istinaden şunu savunmaktadır;
Bir Ayet’i Kerime’de şöyle buyrmaktadır:
وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلا مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَا وَلا تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ وَلا تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنْ الظَّالِمِينَ
“Ey Âdem, sen ve eşin cennete yerleşin. Orada istediğiniz yerden bol bol yeyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.” (Bakara 35)
Bu Ayet’i Kerime’nin akışına göre Hz. Havva’nın Âdem’in cennete girmezden önce yaratıl*mış olmasını gerektirmektedir. Nitekim bu hususu Muhammed İbn İshâk şöyle açıklar. Seleme, İbn-i İshakın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah, İblisi kınadıktan sonra Âdeme yöneldi. Ona bütün isimleri öğretmişti ve ona: "Ey Âdem, şunların isimlerini onlara (Meleklere) bildir." dedi. Âdem de onlara o şeylerin isimlerini söyleyince Allah (c.c): "Ben size, göklerin ve yerin gaybını bilirim ve sizin açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilirim." demedim mi? Dedi.
Sonra Allah Âdemi uyuttu. Âdemin sol kaburgalarından birini aldı. Yerine et doldurdu. Âdem uykusuna devam ediyordu ve uyanmamıştı. Nihayet Allah, Âdemin o kaburga kemiğinden eşi Havva’yı yarattı ve Âdem onunla yaşasın diye tam bir kadın haline getirdi. Allah Âdem’den uykuyu kaldırınca Âdem uyandı. Havva’yı yanında gördü ve ona şöyle dediği rivayet edildi: "Benim etim ve benim kanımdan benim eşim." Böyle dedi ve onunla sükûnete kavuştu. (En doğrusunu Allah bilir).
Allah teala Âdemin bizzat kendi vücudundan, onunla birlikte yaşayacak birini yarattıktan sonra ona: "Ey Âdem sen ve eşin cennette kalın. Orada istediğiniz yerden bol bol yeyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz." Dedi (İbn-i Kesir Tefsiri.)
Hz.Ömer ve İbn Abbas (r.ah)’dan şöyle dedikleri rivayet edilmiştir: Cenab-ı Allah meleklerden bir ordu gönderdi. Onlar Hz. Âdem ile Havva’yı padişahların taşındığı gibi, altından bir taht üzerinde taşıdılar. Onların elbiseleri nurdan idi. Her birinin başında yakut ve incilerle bezenmiş altın birer taç vardı. Hz. Âdem (a.s.)’in belinde inci ve yakutlarla süslenmiş bir kemer vardı. Böylece o ikisi cennete girdiler." Bu haber, Hz. Havva’nın, Âdem (a.s.)’in Cennete girmesinden önce yaratıldığına delalet eder. (Fahruddin Er-Razi, Taberi Tfsr.)
Evet, burada anlatılan iki görüşten 1. Görüşe göre Havva annemizin Cennet’te yaratıldığını, 2. Görüşe göre ise de Havva annemiz yaratıldıktan sonra Cennet’e konulduklarını beyan etmektedir. (Allah’ü A’lem)
Havva annemizin yaratılış sebebine gelince: Cenâb-ı Hak (c.c) canlılardan her birini yaratırken, kudreti o surette bir defa tecelli etmiştir. Aynı canlı hakkında ikinci bir surette tecelli söz konu*su değildir. Dolayısıyla Cenâb-ı Hak (c.c) Âdem (a.s)’i yaratmayı murat ettiğinde, kudreti o surette tecelli etmiştir. Böylece Ebul-Beşer olan Hz. Âdem için İlâhi kudretin tecellisi belli surette bir defa gerçekleşmiş bulunuyor. O bakımdan ona eş olarak yaratacağı Havva annemiz hakkında, belirtilen anlamda ikinci bir tecelli düşünülemiyeceğinden, Havva annemizi Âdem’in suretinde yaratmıştır.
Vahdeti yalnız kendisine münhasır kılan Allah Teâlâ, varlıklarda Neslin devamını sağlamaya yönelik bir tecellisi söz konusu olduğundan dolayı, Ayet’i kerimede beyan ettiği gibi; وَمِن كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ “Biz her şeyi çift çift yarattık”(Zariyat 49), ve başka bir ayette de وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجاً “Ve sizleri çiftler olarak yarattık” (Nebe 8). Her varlığı, mukabil cinsiyeti ile birlikte çift yaratmış ve onları birbirlerine karşı bir muhabbet ve cazibe ile bağlamıştır. Her şey kendi cinsine, türünün özelliğine meylettiği ve onunla sükûnet ve huzur bulduğundan, erkekle kadın arasında köklü bir sevgi, cazibe ve merhametin kurulması istenmiştir. Aralarındaki bu muhabbet ve cazibe onların nev’lerine göre ünsiyet kurup yakınlaşmasını ve dolayısıyla üremelerini sağlamıştır. Kesretin sağlanması ve nesillerin devamı için bu cazibeyi halk etmiştir. Nitekim âdemoğlu ile alakalı olarak, Ayet’i Kerime’de zikredildiği gibi وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيراً وَنِسَاءً “Ve o ikisinden de (Hz. Âdem ve Havva Annemizden) çok sayıda erkek ve kadın türetilmiştir.” (Nisa 1). Yani; Onların çocuklarının onlardan türeyip çoğalması ve onların çocuklarından da yeni nesil ve toplulukların türeyip meydana gelmesidir. Ki, bu durumda bütün insanlık, Hz. Âdem ve Havva’nın evlatları olmuş olur. İşte Cenâb-ı Hak, tüm bunlar ve bunlar gibi birçok hikmetlere binaen aşağıdaki Ayet’i Celile’lerde belirtildiği gibi, Âdem (a.s)’in kendisiyle huzur ve sükün bulacağı bir eş yaratmayı murad etmiştir.
O Ayet’i Kerime’ler ve çeşitli müfessirlerin görüşleri de şöyledir:
وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجاً لِتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için nefsinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun ayetlerindendir.”(Rum 21)
Başka bir Ayet’iKerime’de;
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا.
"Sizi bir tek nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşini de ondan (o nefisten) vareden Allah’tır" (A’raf, /189)
Şayet Allah Teâlâ Âdemoğullarının hepsini erkekler, kadınları da Cinden veya Hayvandan olmak üzere başka bir cinsten yaratmış olsaydı, gerek onlar arasında ve gerekse eşler arasında birbirine ısınma meydana gelmezdi. Aksine eşler birbirinden başka cinslerden olmuş olsaydı aralarında bir nefret meydana gelirdi. Âdemoğullarının eşlerini kendi cinslerinden yaratmış olması, Âdemoğulları ile eşleri arasına sevgi ve rahmet koyması da Allah’ın Âdemoğullarına olan rahmetinin işaretidir. Bir erkek kadını, ya onu sevdiği için veya ona acıdığı için tutar ki böylece onun o kadından çocuğu olur veya kadın harcamalarında ona muhtaç durumdadır veya aralarında dostluk, sevgi ve birtakım başka bağlar vardır. «Şüphesiz ki bunlarda düşünen bir kavim için ayetler vardır.» (İbn Kesir Tfsr.)
Cenâb-ı Hak, "nefislerinizden" buyurmuştur. Bazıları, bu ifadeyle, Hz. Havva’nın, Hz. Âdem (a.s)’in maddesinden yaratıldığının kastedildiğini ileri sürmüşlerse de, sahih olan, bu ifadeyle kastedilen mananın, "cinsinizden" şeklinde olduğudur. Nitekim Cenâb-ı Hak, "Andolsun ki size, sizden (enfusikum) olan bir peygamber gelmiştir" (Tevbe 128) buyurmuştur. Mananın böyle (cinsinizden) olduğuna, Cenâb-ı Hakk’ın, "Kendilerine ısınmanız için" buyurmuş olması da delâlet etmektedir. Yani; Farklı iki cins canlıdan biri diğerinde sükûnet bulmaz. Nefsi, onunla huzur bulmaz ve kalbi de ona meyletmez demektir." (Fahruddin Er-Razi Tefsir-i Kebir.)
Paylaş